Hollanda’da koalisyon hükümetinin kabine programı bugün açıklandı.
Yaklaşık 138 sayfalık programda en dikkat cazibeli noktayı, hükümetin göçmen meselesiyle gayreti oluşturdu.
Programda, göçmen meselesiyle çabada daha sıkı önlemler uygulanmasına imkan veren Yabancılar Kanunu’ndaki “olağanüstü hal ilan etme” yetkisinin kullanılmak istendiği belirtildi.
Savaş, afet ve pandemi durumlarında, hükümetin Meclise danışmaksızın düzenleme çıkarabilmesine imkan veren harikulâde halin Danıştay tarafından ele alınacağı tabir edildi.
SIKI GÖÇ POLİTİKALARI
Hükümet programında, harikulâde hal rejimine geçilerek Meclise danışmaksızın bakanlar kurulu tarafından yasal düzenleme çıkarma yoluna gidilmesinin amaçlandığı belirtilerek, aile birleşimi hakkından yararlanmak isteyenlere, Hollanda’da sistemli ve kâfi gelir getiren bir işte çalışma ve en az 2 yıldır bir konutta ikamet ediyor olma kaidesinin getirileceği tabir edildi.
Öte yandan, 18 yaşını geçen çocuklar için aile birleşimi hakkından faydalanılamayacağı belirtildi.
Değişen şartlar sebebiyle yenilenen iltica müracaatlarının daha sıkı bir incelemeden geçirileceği, ayrıyeten bir duruşmaya ya da randevuya gelmeyen sığınmacıların müracaatlarını reddetme imkanı da olacağı vurgulandı.
Hollanda’daki belediyelere zarurî olarak göçmenleri paylaştırma siyasetinden vazgeçileceği belirtilen programda, oturum müsaadesi olmayanların zorla hudut dışı edileceği bilgisi verildi.
Programda, hudut denetimlerinin artırılmak istenildiği ve 5 yıllık kesintisiz oturumu olanlara verilen süresiz oturum alma koşulunun “10 yıllık kesintisiz oturuma sahip olma” biçiminde değiştirileceği söz edildi.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof, programla ilgili düzenlediği basın toplantısında, göç ve iltica düzenlemelerini daha sıkı hale getirmek istediklerini belirterek, Bakanlar Konseyi’nin inanılmaz hal ilanı için Danıştay’ın kararını bekleyeceğini söyledi.
Genellikle savaş ve yaygın hastalık üzere zorlayan sebep hallerinde bu cins düzenlemelerin onaylandığını lisana getiren Schoof, düzenlemenin ardındaki niyetin kıymetli olduğunu belirtti.
Danıştay’ın incelemesinin 6 ila 8 hafta sürebileceğini söz eden Schoof, fevkalâde halin ne vakit ve hangi kurallarla sona ereceğine ait Bakanlar Şurası’nın bir karara varmadığını söyledi.
Schoof, “Göçmen akını azaldığında ve Hollanda halkı bunu tekrar taşıyabileceğini hissettiğinde ve konut piyasasına erişim, sıhhat hizmetlerine erişim ve eğitim yine normalleştiğinde” göçmen krizinin denetim edilebilir hale geleceğini ve harika halin sona ereceğini bildirdi.
Göç ve İltica Bakanı Marjolein Faber de hükümet sitesinden yaptığı açıklamada, şimdiye kadarki en katı iltica siyasetini uygulayacaklarını belirterek, “İnsanlar sığınmacı krizinin tesirlerini her gün hissediyor. Seçmenler bize açık bir yetki verdi. Rotamızı değiştirmeli ve sığınmacı akınını derhal azaltmalıyız. Daha inançlı bir Hollanda için çalışıyorum” tabirini kullandı.
Bakan Faber, Avrupa’da göç konusunda emsal düşünen ülkelerle birlikte hareket edilerek hudut denetiminin güçlendirileceğini vurguladı.
AB GÖÇ DÜZENLEMELERİNDEN ÇEKİLECEK
Schoof, Hollanda’nın, AB göç düzenlemelerinden çekilmek için gelecek hafta müracaat yapacağını belirterek, “Bakanlar Kurulu, çekilme için Brüksel’e resmi bir talep gönderecek” dedi.
Programda, kabinenin Avrupa iltica ve göç siyasetinden çıkmak istediğini en kısa vakitte Avrupa Kurulu’na bildireceği söz edildi.
Yeşil Sol ve İşçi Partisi (Groen Links-PvdA) ittifakı lideri Frans Timmermans, X hesabından yaptığı paylaşımda, hükümet programının Hollanda’yı daha adaletsiz bir yer haline getirdiğine işaret ederek, hükümetin “kapanmacı” bir programı sunmasını eleştirdi.
Eski AB Komitesi Lider Yardımcısı Timmermans, “Eğitim bütçesini kısıtlıyorlar. Toplumsal güvenliği azaltıyorlar. Yenilenebilir enerjiyi azaltıyorlar. Şirketlere vergi imtiyazları veriyorlar. Program, güya tüm problemlerimizin nedeni buymuş üzere yalnızca göç konusuna odaklanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefet olarak programda değişiklikler yapılması için tekliflerde bulunacaklarını belirten Timmermans, “Makul bir fiyat, başınızı sokacak bir çatı, düzgün bir eğitim. Zenginlerden daha adil bir katkı hissesi. Adil ve hakkaniyetli bir toplumu lakin bu türlü inşa edebiliriz” sözünü kullandı.
Hollanda Göç Müşavere Kurulu üyesi Mark Klaassen, X hesabından, Hollanda’daki mülteci krizinin AB ülkeleri ortasında ortalama bir yerde olduğunu ve durağan ilerlediğini kaydederek, inanılmaz hali haklı gösterecek bir durum olmadığının altını çizdi.
Eski hakim ve ceza hukuku profesörü olan Wicher Wedzinga da X hesabından yaptığı paylaşımda, (ırkçı ve İslam düşmanı önder Geert Wilders’in başını çektiği) Hollandalı Özgürlük Partisi seçmenine hitap eden bir hükümet programı yapıldığını, ancak içtihatlara nazaran “olağanüstü koşullar” bulunmadığını söz etti.
Wedzinga, Parlamentonun devre dışı bırakılmaması gerektiğini savundu.
Leiden Üniversitesinden anayasa ve yönetim hukuku profesörü Wim Voermans da X hesabındaki paylaşımında, yasanın yalnızca doğal afetler, savaş, salgın hastalık üzere durumlarda harikulâde hal düzenlemelerine müsaade verdiğine dikkati çekerek, 2022’de periyodun göçten sorumlu Devlet Bakanı Eric van der Burg’un da bunu denediğini kaydetti.