Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, güldürürken düşündüren bir isim olmayı misyona geldiği günden bugüne başarabiliyor. Ekonomiyi yöneten isim olarak, Türkiye’nin son yıllarda gördüğü en yüksek enflasyon oranlarına sahip olduğu devirde, kurlardaki yükselişe, hedeflenen tüm bedellerde amaçların gerisinden de gerisine düşmeye ve en çok da alım gücünde mum üzere erimeye karşın daima ‘olumlu’ bakış açısını koruyarak bizlere örnek oldu. Memnun olmanın yolunu her durumda bulan ünlü çocuk kitabı kahramanı ‘Pollyanna’ üzere hissetmemize neden olan son açıklaması da belki bir ölçü ucu Nusret’e dokunabilir ama Vedat Millor’u bile aydınlatacak düzeye geldi. Son periyotta gündeme gelen et, soğan üzere fiyatların neden yükseldiğini gelin bakandan dinleyelim.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı Haber Küresel yayınında gazeteciler topluluğuna yaptığı açıklamalarla yine gündemimize bomba üzere düştü.
Bakan Nebati, Türkiye’de dövizdeki yükselişin fiyat artışlarıyla ilişkilendirildiğini, pandemi ya da savaş üzere olgularla güç fiyatlarının çok süratli bir biçimde yükselerek enflasyonun Türkiye’de fazla hissedilmesine neden olduğunu açıkladı.
Nebati, ‘aykırı’ olarak nitelendirdiği ‘epistemolojik kopuşu’ teknik değil toplumsal bir karşılık gayesiyle yaptıklarını ve ‘ödün vermeden enflasyonla mücadele’ dediklerini söyledi.
Rusya-Ukrayna savaşına karşın, “fiyatların aşağı düştüğünü gördüklerini” büyüme, yatırım, üretim, işsizlik olmadığını söyledi.
i.haberglobal.com.tr
Yüzde 50 oranında enflasyonun da ‘beklentileri karşıladığını’ belirterek daha da düşeceğini söyledi.
‘Fiyatları artıran değil düşüren bir Türkiye var. Geçen yıla kıyasla bir düşüş var’ diyen Nebati, besin enflasyonunun dünyanın tamamında genel enflasyonun üzerinde olduğunu vurgularken, ‘Türkiye’nin bir yıl arayla’ yaşadığı soğan fiyatları gündemine de Tarım Bakanlığı ile anlaşarak ‘İnsanların soğanın ucuz ya da kıymetli olmasını insanların konuşmasından çıkarmamız lazım’ dedi.
Son günlerde tekrar çok konuşulan et fiyatları için Nebati’nin yaptığı açıklama ise toplumsal medyanın gündeminde trend oldu.
Nebati, et fiyatlarını Türkiye’de değişen damak tadına bağlayarak ‘Koyun eti ucuz lakin tercih edilmiyor, kokusundan ötürü. Bunu da değiştirmek lazım’ dedi.
“İthalat yoluyla da insanlarımız ucuz ete ulaşmalı” diyen Bakan, geçmiş yıllarda yapılanlardan farklı bir tablo çizmedi. İzlemek isterseniz açıklama burada?
Bakan’ın çabucak hemen her cümlesi toplumsal medyada yankı buldu! “Avrupa’da en az vergi yükü olan ülkeyiz” telaffuzuna de yorum yapıldı.
Soğan için söyledikleri de karşılık buldu.
Ama en çok et fiyatları açıklaması dikkat çekti.
Geçen yıllarda et fiyatları konusunda BBP Genel Başkanı Destici’nin açıklamaları da unutulmadı.
Asgari fiyatla alınabilen et kilosunun 20 kilolarda olduğu bir ülkede,
ABD’de 26,7, Arjantin’de 39,7 ve Uruguay’da 43,3 kilo kişi başı dana eti tüketimine karşı, Türkiye’de bu sayı 13 kilo olurken,
(2019 yılına ve OECD ile FAO’nun ortak çalışmasıyla, Türkiye’de TÜİK datalarına ilişkin sayılardır.)
TÜİK’in Çocuk Araştırmasında yüzde 62,4 oranında ekmek, makarna tüketimine rağmen, yüzde 12,7 et, tavuk ve balık tüketimi olması da tahminen de çocukların yememesindendir.
Kaynak: TÜİK
Sizin et fiyatlarıyla aranız nasıl?
Koyun eti kokuyor diye yemeyenlerden misiniz? Yorumlarda buluşalım.
